Merhaba;
1999 yılında iki arkadaşım ile çıktığımız balık avımızın videosunu o zaman insanların yavaş yavaş üye olmaya başladığı mynet.com a yükledim. Video yüklendiği sırada "videoya bir isim vermelisin" uyarısıyla serüvenim başlamış oldu.
Videoya o an bir isim bulmak için özel bir isim düşünmedim. Aklıma "Kuşadası Balık Avı" geldi. Videonun ismi "Kuşadası Balık Avı" oldu. Bilinçli olmasa da iletişim bilgilerine zorunlu olmayan telefon numaramı ekledim. ...Bir gün telefonum çaldı. Torbalıdan birisi "numaranızı internetten buldum, balık avı düzenliyormuşsunuz, biz de katılmak istiyoruz?" dediğinde uzun bir maratonun gizlice başlamış olduğundan habersizdim.
Zamanla internet yaygın hale gelmiş, Amatör Balıkçıların paylaşımlarını yapmaya başladığı platformlar oluşmaya başlamıştı. Yine bir gün balıktayken yakınımızdaki ufak bir tekneden birisi "vedat kaptan" diye seslendi. "Balık Dostları'ndanın ben, akşam üye ol resim yükle" dedi. Bende akşam eve gittiğimde Balık Dostlarını aradım. Ve ilk raporumu yazdım.
Zamanla telefonumun sık sık çalmasıyla ciddi bir potansiyele doğru ilerlediğimin farkında bile değildim. O zamanlar avımıza katılan herkes kendi ihtiyaçlarının tamamını kendisi getiriyordu. Termosla çay, evde hazırlanmış sandviçler vs vs... Tabi getirilen yiyecekler gelen kişilerin ekonomik durumları ile de orantılıydı. Kimisi günü peynir ekmekle geçirirken, kimisi evde hazırlattığı köfteler, kızartmalar ve bir çok yiyececek getiriyordu. Çoğu zaman "canımızın çektiği" anlar olmuştur. Yine bir gün, iki genç kardeşim yanıma gelerek "kaptanım bir parçada olsa ekmek gibi birşey var mı" dedi. Yan masadaki arkadaşlar envai çeşit yiyecek yiyiyorlardı ama kimseyi de buyur etmiyorlardı.
Biz aynı zamanda tur teknesi olduğumuz için genelde teknemizde kuru erzak bulunmaktaydı. Mutfakta bulgur pilavı, salça ve kuru soğan vardı. Bulgur pilavı yaptık. Bir de yoğurdumuz vardı. Tabi bir paket bulgur pilavı personel ve o iki arkadaş için oldukça fazlaydı. Biz bulgur pilavı ve yoğurdu masanın üstüne çıkardık ve az önce yemeklerini yiyen arkadaşlar da dahil herkesi davet ettik. Ne bulgur kaldı ne de yoğurt. O iki kardeşimizin karınlarının doymuş olmasından aldığım keyif hala aklımdadır.
Bir kaç hafta sonra telefonum yine çaldı. O iki arkadaş bir gurup kurmuşlar ve teknemizi komple kiralamak istemişlerdi. Yanlız bir şartları vardı. "O güzel bulgur pilavından istiyoruz" ... O avımızda bulgur pilavımızı yaptık. Ve bir karar aldım. Bundan sonra her avımızda bulgur pilavı olacaktı. Zamanla pilavın yanına salata, tavuk derken meşrubat ta eklemiş olduk. Böylelikle her avımızda öğle eyemeği ikram etmeye başladık. Tabi bu duruma aynı işi yapan bazı arkadaşlarım tepki gösterdi. Hatta "sen salaksın ne yemeği kardeşim" bile diyenler oldu. Bu yetmedi turlarıma gelen müşterilerime "biz balığa gidiyoruz, siz pikniğe" dedikleri bile oldu. Yalnız algılayamadıkları bir şey vardı. Hepimizin fiyatları aynıydı.
Zamanla o arkadaşlar da yemek vermeye başlasalarda yine zamanla balık avı işlerini bırakmak zorunda kaldılar. Ben hala "bulgur pilavı" vermeye devam ediyorum.
Yukarıda Allah var! O gün hayatımın ilk bulgur pilavını yapmıştım. Ve hala aynı şekilde yapıyorum. Ve yine çok seviliyor. İsimleri bende saklı kalsın, o iki arkadaş hala müşterim. Yine yukarıda Allah var galiba bazı şeyleri onlara borçluyum. Allah onlardan razı olsun.
Sevgili arkadaşlar.
Uzun zamanda elde ettğim bir çok şeyi, tarihleri ve meraları ile, hava durumları ve ay durumları ile, kullandığımız malzemeler ve yemlere hatta koordinatlarına kadar bir çok bilgiyi burada sizinle paylaşacağım. İlk olarak bu küçük hikayemi paylaşmak istedim.
Görüşmek üzere...
Vedat Kazancıoğlu
http://vedatkaptan.com/